Markaların Uluslararası Tescili

EYUBOĞLU AVUKATLIK BÜROSU

 2020-2021 Yılı Avukatlık Staj Ödevi

 

MADRİD PROTOKOLÜ UYARINCA MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİ

 

 Av. Aytin Arzum DEMİREL

 

 

MADRİD PROTOKOLÜ UYARINCA MARKALARIN ULUSLARARASI TESCİLİ

Markaların korunmasında mülkilik ilkesi hakimdir. Bu ilke uyarınca, bir marka tescil edildiği ülke ile sınırlı bir korumaya sahiptir. Bunun sonucunda birden fazla ülkede markasının korunması isteminde bulunan kişinin her bir ülkede ayrı ayrı tescil başvurusunda bulunması gerekir. Markanın yurtdışında da korunması isteniyorsa, koruma talep edilen ülkelerde de tescil ettirilmesi gerekmektedir. Tescil talep edilen ülke ofislerine tek tek başvuru yapılabileceği gibi, belirli tescil sistemlerinin kullanılması sureti ile tek bir başvuru ile birden çok ülkede koruma elde edilebilmesi mümkündür.

 

  1. Uluslararası Marka Tescilinde Başvuru Sistemleri

Uluslararası marka tescili bakımından farklı başvuru sistemleri mevcuttur. Bunlardan bazıları şunlardır: Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO), Afrika Bölgesel Fikri Mülkiyet Örgütü (ARIPO), Afrika Fikri Haklar Örgütü (OAPI).

  1. WIPO, Tek bir başvuru ile Avrupa Birliği de dahil Madrid Protokol’üne taraf birden fazla ülkede koruma sağlayan bir sistemdir. 193 üye devletle Birleşmiş Milletler’in kendi kendini finanse eden bir kuruluşudur.[1] Bu yolun kullanılabilmesi için ön koşul, markanın Madrid Protokülü’ne üye ülkelerden herhangi birinde tescilinin olması veya tescil için başvurusunun yapılmış olmasıdır. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun internet sitesinde yer aldığı üzere, 2020 Temmuz itibariyle Madrid sistemine üye ülkeler şu şekildedir: “Afganistan, Arnavutluk, Cezayir, Andora, Angola, Antigua ve Barbuda, Arjantin, Ermenistan, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bahamalar, Bahreyn, Bangladeş, Barbados, Belarus, Belçika, Belize, Benin, Butan, Bolivya (Çokuluslu Devlet), Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Brunei Sultanlığı, Bulgaristan, Burkina Faso, Burundi, Cabo Verde, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Şili, Çin, Kolombiya, Komorlar, Kongo, Cook Adaları, Kosta Rika, Fildişi Sahili, Hırvatistan, Küba, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Danimarka, Cibuti, Dominika, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, Mısır, El Salvador, Ekvator Ginesi, Eritre, Estonya, Esvatini, Etiyopya, Fiji, Finlandiya, Fransa, Gabon, Gambiya, Gürcistan, Almanya, Gana, Yunanistan, Grenada, Guatemala, Gine, Gine-Bissau, Guyana, Haiti, Vatikan, Honduras, Macaristan, İzlanda, Hindistan, Endonezya, İran (İslam Cumhuriyeti), Irak, İrlanda, İsrail, İtalya, Jamaika, Japonya, Ürdün, Kazakistan, Kenya, Kiribati, Kuveyt, Kırgızistan, Lao Demokratik Halk Cumhuriyeti, Letonya, Lübnan, Lesoto, Liberya, Libya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Madagaskar, Malawi, Malezya, Maldivler, Mali, Malta, Marşal Adaları, Moritanya, Mauritius, Meksika, Monako, Moğolistan, Karadağ, Fas, Mozambik, Myanmar, Namibya, Nauru, Nepal, Hollanda, Yeni Zelanda, Nikaragua, Nijer, Nijerya, Niue, Kuzey Makedonya, Norveç, Umman, Pakistan, Panama, Papua Yeni Gine, Paraguay, Peru, Filipinler, Polonya, Portekiz, Katar, Kore Cumhuriyeti, Moldova Cumhuriyeti, Romanya, Rusya Federasyonu, Ruanda, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadines, Samoa, San Marino, Sao Tome ve Principe, Suudi Arabistan, Senegal, Sırbistan, Seychelles, Sierra Leone, Singapur, Slovakya, Slovenya, Solomon Adaları, Somali, Güney Afrika, Ispanya, Sri Lanka, Sudan, Surinam, İsveç, İsviçre, Suriye Arap Cumhuriyeti, Tacikistan, Tayland, Timor-Leste, Togo, Tonga, Trinidad ve Tobago, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Tuvalu, Uganda, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Uruguay, Özbekistan, Vanuatu, Venezuela, Vietnam, Yemen, Zambiya, Zimbabve.”[2]

 

  1. EUIPO, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin tümünde koruma sağlayan bir sistemdir. Topluluk Marka Tescili için yetkili ofis, İspanya Alicante’de bulunan İç Pazarda Uyum Ofisi (EUIPO-European Union Intellectual Property Office)dir. Markanın Topluluk üyesi ülkelerden herhangi birinde kullanılması, toplulukta kullanım sayılmaktadır.
  2. ARIPO, Doğu Afrika’da üye ülkeler olan; “Botsvana, Eswatini Krallığı, Gambiya, Gana, Kenya, Lesoto Krallığı, Liberya, Malawi, Mauritius, Mozambik, Namibya, Sao Tome ve Principe, Seyşeller, Sierra Leone, Somali, Sudan, Tanzanya, Uganda, Zambiya, Zimbabve[3] için tek başvuru ile bölgesel marka koruması sağlanmaktadır.
  3. OAPI, üyesi Batı Afrika ülkeleri olan “Benin, Burkina-Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi, Gabon, Gine (Konakri), Gine-Bissau, Fildişi Sahili, Mali, Moritanya, Nijerya, Senegal, Comores, Togo”[4]da, tek başvuru ile bölgesel marka koruması sağlanmaktadır.

Aşağıda ise Madrid Protokol’ü kapsamında WIPO’ya yapılacak marka tescil başvurularının sürecine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

  1. Madrid Protokolü Kapsamında WIPO Başvuru Süreci

Uluslararası tescil başvurusunun, menşe ofis (Türkiye için Türk Patent ve Marka Kurumu) aracılığıyla WIPO’ya sunulması zorunludur. Başvuru yapacak kişi veya firmanın başvuruma yetkisine sahip olduğu menşe ülke ofisinde (menşe ofis) tescilli veya başvuru halinde bulunan bir markası olması Madrid Protoklü kapsamında WIPO nezdinde uluslararası marka tescili için ön şarttır.

Kurumda başvuru halinde bulunan veya tescilli bir markaya dayanarak, Madrid Protokolü hükümleri çerçevesinde yapılacak uluslararası başvuruların veya uluslararası başvurulara ilişkin taleplerin WIPO’ya iletilmesinin istenmesi durumunda; Kurum, Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve Bu Anlaşmaya İlişkin Protokolün Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde gerekli işlemleri yapar. Söz konusu taleplerin değerlendirmeye alınabilmesi için bazı bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur:

  • Talep formu.
  • İlgili talebe ilişkin olarak usulüne uygun ve İngilizce doldurulmuş, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından sağlanan resmi form.
  • Menşe ofis taleplerinin Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatına bildirilmesi ücretinin ödendiğini gösterir bilgi.

 

  1. Başvuruda Bulunacak Kişi

Uluslararası marka tescil başvurusu, Madrid Protokolüne taraf olan bir ülkede;

  • Gerçek ve etkin sınaî veya ticari bir kuruluşu olan
  • Veya o ülkede yerleşik olan
  • Veya o ülkenin tabiiyetinde olan bir gerçek veya tüzel kişi tarafından yapılabilir.[5]

Milletlerarası tescil başvurusunda bulunan kişi ile bu başvuruya dayanak oluşturan esas başvuru/esas tescil sahibinin aynı kişi olması gerekir.[6] Bir diğer önemli husus ise, başvuru sahibi uluslararası tescil talebinde bulunacağı markaya ilişkin, esas tescili veya esas başvuruyu oluşturan markanın birebir aynısını kullanması gerekliliğidir.

  1. Başvuru İşlemleri

Başvuru sahibi, markasını uluslararası alanda tescil ettirme sürecinde, esas tescilin yahut başvurunun mal ve hizmet listesinde yer alan mallar ve hizmetler için uluslararası tescil talebinde bulunabilir. Bunun yanı sıra, esas tescilin ya da başvurunun sınıf veya mallar ve hizmetleri anlamında daraltma yapılabilmesi mümkündür. Ancak esas tescilin ya da başvurunun kapsamadığı mallar ve hizmetler eklenerek genişletme yapılması mümkün değildir.

 

Protokol’ün 3.2. maddesine göre, başvuru sahibi mal ve hizmetleri sınıflandırmadığı takdirde ise bu sınıflandırma büro tarafından yapılır. Ayrıca, yapılan sınıflandırma büro denetimine tabidir. Sınıflandırma yapılmazsa ya da yanlış yapılırsa, bunu tespit eden büro sınıflandırmayı menşe ofisin onayını veya görüşünü almak suretiyle kendisi yapar. Bu konuda Büro ile menşe ofisi arasına yaşanacak görüş ayrılıklarında, Büro’nun görüşü esas alınır. (Nizamname md.12.9)[7]

 

Başvuru için sunulması gereken bazı evraklar mevcuttur:

  • Menşe Ofis taleplerinin WIPO’ya bildirilmesi ücretinin ödendiğini gösterir bilgi.
  • İlgili talebe ilişkin olarak usulüne uygun ve İngilizce doldurulmuş, WIPO tarafından sağlanan MM2 formu. (Eğer ABD’ye başvuru yapılacaksa yanında MM18 formu da sunulmalıdır.)

 

Başvuru sahibinin kendisi ya da tayin edeceği marka vekili, işlemi yapmaya ve sürdürmeye yetkilidir.

 

Başvurular TPMK tarafından şekli açıdan incelendikten sonra WIPO’ya gönderilir, başvurunun iki ay içerisinde WIPO’ya iletilmesi gerekmektedir. Başvuru, usulüne uygun yapılmış ve gerekli şartları taşıyor ise, Büro, başvuruyu uluslararası sicile tescil eder. Uluslararası Büro’nun başvuruyu ayırt edicilik veya önceki hakların varlığı gibi mutlak ya da nispi ret nedenleri açısından incelemesi söz konusu değildir. Başvurunun mutlak ya da nispi ret nedenleri bakımından incelenmesi belirlenen akit tarafların yasal mevzuatları çerçevesinde yapılacaktır.[8] Ardından tescil, belirlenen üye ülkelere bildirilir. Her ülke başvuruyu kendi marka mevzuatı çerçevesinde incelemekte olup, her ülke başvuruyu kısmen veya tamamen reddetme hakkına sahiptir. Başvurunun tescil tarihi ise başvurunun Büroya vardığı tarih olup, başvuruda menşe ofis ya da başvuru sahibi tarafından giderilebilecek eksiklikler mevcutsa ve bu eksiklikler 3 ay içinde giderilmezse başvuru geri çekilmiş sayılır.

 

  1. Markanın Koruma Süresi

Tescil edilen markanın koruma süresi ise Türkiye’de mevcut uygulamadaki koruma süresi ile aynı olarak 10 yıldır ve söz konusu tescil 5 yıllık süre boyunca esas tescile bağlıdır.

 

Uluslararası tescil, markanın tescil talep edilen bir ülkede hükümsüz sayılmasıyla, o ülke bakımından tescil etkisini kaybeder. Bir milletlerarası tescilin, markanın belirlenen bir akit tarafın yetkili makamınca hükümsüz sayılmak suretiyle etkisini kaybedebilmesi için, mutlak milletlerarası tescil sahibine uygun bir süre zarfında haklarını savunma imkanının verilmesi gerekmektedir. (Protokol md. 5.6)[9] …bildirim yükümlülüğü, hükümsüzlük kararının verilmesiyle birlikte doğar ve ilgili ofis, verilen hükümsüzlük kararını Büro’ya bildirmekle yükümlüdür. (Protokol md.5.6)[10] Büro’ya bildirilmesi gereken hükümsüzlük kararı, başvuru yollarının tükendiği, yani kesinleşmiş karardır. (Nizamname md.19.1)[11]

 

  1. Ulusal Tescilin Uluslararası Bir Tescille Değiştirilmesi

Marka sahibinin Türk Patent ve Marka Kurumu’na doğrudan yaptığı bir talep üzerine, ulusal tescilin uluslararası bir tescille değiştirilmesi mümkündür. Bu husus, sicile kaydedilir ve söz konusu durum WIPO’ya bildirilir. Yer değiştirme işleminin gerçekleştirilebilmesi için gerekli şartlar Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. Maddesinin 2. Fıkrasında sayılmıştır:

  • Ulusal ve uluslararası başvurular aynı sahip adına olmalıdır.
  • Uluslararası başvurunun koruma alanı belirlenmiş akit tarafı da kapsamalıdır.
  • Ulusal başvuruda yer alan tüm mal ve hizmetler aynı zamanda uluslararası başvuru kapsamında belirlenmiş akit taraf için de bulunmalıdır.

Ayrıca, yer değiştirme işlemi için, talep formunun ve ücretin ödendiğini gösterir belgelerin verilmesi zorunludur.

 

  1. Uluslararası Tescilin Ulusal Tescile Dönüştürülmesi

Benzer şekilde, menşe ofiste uluslararası başvuru veya tescilin herhangi bir nedenle hükmünü yitirmesi durumunda, Madrid Protokolünün 5 inci mükerrer 9 uncu maddesi gereğince uluslararası tescilin ulusal tescile dönüştürülmesi mümkündür. Buna ilişkin talep, üç ay içerisinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunulmalıdır. Dönüştürme işlemi için, gerekli bilgi ve belgeler Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 27. Maddesinin 2. Fıkrasında sayılmıştır:

  • Talep formu.
  • Dönüştürme işlemine konu mal ve hizmetlerin yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe çevirisi.
  • Ücretin ödendiğini gösterir bilgi.

 

  1. Madrid Protokolü Kapsamında WIPO Nezdinde Marka Tescil Başvurusu İçin Ödenmesi Gereken Ücret

Uluslararası marka tescil başvurusu için ödenmesi gereken iki tür ücret bulunmaktadır. Bunlardan biri TPMK sitesi içerisinde yer alan ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na Türk Lirası cinsinden ödenmesi gereken uluslararası başvurunun WIPO’ya bildirim ücreti, diğeri ise WIPO’ya İsviçre Frangı cinsinden ödenmesi gereken uluslararası marka başvuru ücretidir.

WIPO’ya ödenecek ücret, başvuru kapsamındaki sınıf sayısı, koruma talep edilen ülke sayısı, marka örneğinin renkli olup olmaması, şekil unsuru içerip içermemesi gibi durumlara göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu ücretin hesaplanması için WIPO internet sitesinde https://www.wipo.int/madrid/feescalculator/ linkinde yer alan otomatik hesaplama aracı “Fee Calculator” kullanılması gerekmektedir.

WIPO için ödenmesi gereken ücret ödendikten sonra dikkat edilmesi gereken önemli bir konu, SWIFT referans numarasının MM2 formunun “Fee Calculation” sayfasında “payment identification” olarak yazılması gerektiğidir. Bu açıklama, WIPO’nun ödemenin hangi uluslararası başvuru için olduğunu belirlemesi açısından önemlidir. Aksi durumda, MM2 formu WIPO’ya iletilmiş olsa bile ücret uygunsuzluğu yazısı alınması söz konusu olacaktır.

 

  1. Tescil Talep Edilen Ülkelerden Gelebilecek Kararlar ve Cevap Süreleri

Madrid Protokolü uyarınca yapılan uluslararası başvurunun uluslararası sicile tescilinin ardından WIPO, başvuruyu tescil talep edilen taraf ülkelere iletir. Başvurunun kendilerine iletilmesinin ardından ülkeler, başvuruyu kendi mevzuatları çerçevesinde tescil edilebilirlik kriterleri uyarınca incelerler. Yapılacak inceleme sonucunda, başvuru red veya kabul edilebilir.

  1. Başvurunun Reddedilmesi

Tescil talep edilen ülkeden gelecek red bildirimi, bildirimde bulunan ofisin re’sen incelemesi gereken bir nedene veya itiraza dayalı bir nedene yahut her ikisine ilişkin olabilir. Ancak belirlenen ülkenin ofisi red bildirimini şekli nedenlere dayandıramaz. Ayrıca, belirlenen ülkenin ofisi sınıflandırmanın yanlış yapıldığı kanaatini taşısa bile, buna dayanarak red bildiriminde bulunamaz.

Redde ilişkin bildirim süresi, belirlenen ülkenin seçimine göre 12 veya 18 aylık bir süredir.

Büro, red bildirimini, gönderdiği tarih itibariyle, içeriğinde yer alan bilgilerle birlikte sicile tescil eder. Büronun red bildirimini başvuru sahibine göndermesinden sonraki süreç, başvurunun red bildiriminde bulunan ofise doğrudan yapılmış olması halindeki süreçle aynı olup, anılan sürece büro dahil olmaz.

Red bildiriminin usulüne uygun yapılmaması halinde, bildirim sicile kaydedilmez ve böyle bir bildirim hiç yapılmamış gibi işlem görür. Red bildiriminde giderilebilecek eksiklikler söz konusu ise, bildirimi gönderen ofise, talep tarihinden itibaren iki ay içinde usulüne uygun bir bildirim göndermesi talep edilir ve usulüne uygun olmayan bildirim ile ilgili ofise yönelik talep yazısının suretleri başvuru sahibine gönderilir.

Belirlenen ülke ofisi, süresi içinde red bildiriminde bulunmadığı takdirde marka uluslararası tescil tarihinden itibaren o ülkede tescil edilmiş gibi korunur.

Büroya red bildirimi göndermeyen bir ofis, yapılan tercihe göre Protokol 5.2 (a) veya (b)’de öngörülen süre (12 ay – 18 ay) zarfında aşağıdaki hususlardan birini içeren bir bildirimi Büro’ya gönderebilir:[12]

  1. Kendi nezdindeki tüm süreçlerin tamamlandığı ve kendisince uluslararası tescile konu markaya koruma sağlanacağı yönünde karar verdiği
  2. Re’sen inceleme aşamasının sona erdiği ve bu aşamada herhangi bir red nedeni bulunmadığı ancak üçüncü bir kişi tarafından marka korumasına itiraz edilebileceği ve/veya görüş bildirilebileceği

Bildirim uluslararası sicile tescil ve ilan edilir ve bir sureti başvuru sahibine gönderilir.

Bu noktada şunu belirtmek gerekir ki, koruma sağlandığına ilişkin bildirim zorunlu değildir, red bildirimi gönderilmemesi de koruma sağlandığı anlamına gelir.

  1. Başvurunun Kabul Edilmesi

Büro, usule uygun yapılığını ve gerekli şartları taşıdığını tespit ettiğinde, söz konusu başvuruyu derhal milletlerarası sicile tescil eder.

Tescil tarihi, başvurunun menşe ofisçe alındığı tarihten itibaren 2 ay içinde Büro’ya vardığı takdirde, menşe ofisçe başvurunun alındığı tarihtir. Ancak bu süreden sonra büroya vardıysa, büroya vardığı tarihtir. Marka ve milletlerarası sicile tescil edilen diğer bilgiler Büro tarafından düzenli olarak çıkarılan gazetede ilan olunur.

  1. Milletlerarası Sicile İlişkin Bazı Değişiklik Talepleri
  2. Marka Sahibi Değişikliği

Marka sahibi değişikliği halinde, yeni marka sahibinin sicile tescili için milletlerarası marka başvurusunda bulunmak hakkını haiz olması şartı aranmaktadır. Yeni malik, milletlerarası tescil başvurusunda bulunmuş olsaydı, mevcut milletlerarası tescil ile belirlenen akit tarafları belirleyebilecek idiyse, yeni malik olmak bir anlam taşıyacaktır.[13] Buna karşılık, tescil talep edilen ülkenin, marka sahibi değişikliğinin kendi ülkesi için hüküm ifade etmediğini öne sürmesi halinde tescil, belirlenen ülke açısından eski marka sahibi adına kayıtlı kalmaya devam eder. Ayrıca, marka sahibi değişikliğinde MM5 formu kullanılır.

  1. Markanın Sınırlandırılması

Markanın sınırlandırılmasında, markanın koruma talep edilen ülkelerin tamamında veya bir kısmında sınırlamaya konu mal ve hizmetlerin artık korumadan yararlanmaması söz konusudur ancak sınırlama sonucunda, sınırlama kapsamına giren mal ve hizmetlerin sicilden terkin edilmeleri söz konusu değildir. Bu nedenle, sonradan belirlemeye konu olmaları mümkündür. Sınırlama başvurusu için MM6 formu kullanılır.

  1. Markadan vazgeçilmesi

Markadan vazgeçilmesi, markanın koruma talep edilen ülkelerin bazılarında mal ve hizmetlerin tümünü kapsayacak şekilde gerçekleşir. Ancak, markadan vazgeçilmesinde sınırlamaya benzer şekilde sonradan belirleme mümkündür. Vazgeçme başvurusu için, MM7 formu kullanılır.

  1. Markanın Terkini

Markanın terkininde, mal ve hizmetlerin tümü veya bir kısmına ilişkin olarak koruma talep edilen ülkelerde sürekli olarak milletlerarası sicilden terkin söz konusudur. Markaya, terkin olunan mal/hizmetler bakımından koruma sağlamanın yolu, yeni bir milletlerarası tescil başvurusu yapmaktır.[14] Terkin başvurusu için, MM8 formu kullanılır.

  1. Marka sahibinin ad veya adres değişikliği

Marka sahibinin ad veya adres değişikliği halinde, bildirim için MM9 formu kullanılır.

  1. Vekilin adında veya adresinde değişiklik

Vekilin adında veya adresinde değişiklik halinde ise, bildirim için MM10 formu kullanılır.

  1. Başvuruya Sonradan Ülke Eklenmesi

Bu noktada önem arz eden bir diğer husus “sonraki belirleme (subsequent designation)” ilkesidir. Bu durum ise tescilin ilk yapıldığı tarihte seçilmemiş bazı ülkelerin yeni bir taleple uluslararası tescil kapsamına eklenmesinin mümkün olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca, başvuru sahiplerinin esas tescile / başvuruya bağımlılık süresi içerisinde markanın kısmen / tamamen iptal edilmesinin dezavantajlarından korunmasının sağlanması amacıyla Protokol’de dönüştürme (transformation) prosedürü düzenlenmiştir.[15] Başvuru sahibi bir takım ticari sebeplerde uluslararası tescil başvurusunu bazı Akit Taraflarla sınırlı tutmuş ancak sonradan tescilin sağladığı korumanın kapsamına başka Akit Tarafları da dahil etmek istemiş olabilir. Aynı durum Protokol’e sonradan katılan ülkelere de korumanın genişletilmek istenmesi durumunda da geçerlidir. Bu bağlamda, başvuru sahiplerinin uluslararası tescilin sağladığı korumaya başka Akit Tarafları ilave etmek için menşe ofis aracılığına ihtiyaç olmaksızın doğrudan WIPO’ya yapacağı bir sonraki belirleme talebi ile Madrid Sistemi’nin sağladığı bu kolaylıktan faydalanması mümkündür.[16]

 

Sonradan ülke eklenmesi talebi, marka sahibi tarafından doğrudan veya menşe ülke vasıtasıyla büroya sunulur. Bu işlem için, MM4 formu kullanılır.

 

Sonradan ülke eklenmesine ilişkin başvuru gerekli şartları taşımıyorsa, kabul edilmez ve büro durumu gönderene bildirir. Bu kapsamda, başvuruya sonradan ülke eklenmesi talebinde bulunan kişi, milletlerarası tescil başvurusunda bulunabilecek kişilerden olmalıdır.

 

Eksiklik, büro tarafından eksikliğin giderildiği tarihten itibaren 3 aylık süre içinde giderilmemişse, sonraki belirlemeden vazgeçilmiş/sonraki belirleme geri çekilmiş sayılır ve büro durumu, marka sahibine ve sonraki belirleme bir ofis tarafından sunulmuşsa marka sahibi yanında o ofise bildirir. Sonradan ülke eklenmesi halinde koruma süresi 10 yıldır. On yıllık süre, sonradan ülke eklendiği tarihten itibaren değil, başvurunun tescil tarihinden itibaren işleyecektir.

 

  1. Uluslararası Marka Tescilinin Yenilenmesi

Yukarıda da ifade edildiği üzere yenileme, 10 yıllık dönemler halinde süresi içinde gerekli ücretin ödenmesi üzerine gerçekleşir. Bu durumda, tescil, herhangi bir değişiklik yapılmaksızın son haliyle yenilenir. Yenileme başvurusu için MM11 formu kullanılır.

 

Yenileme, tescil edilen tüm ülkelerde gerçekleşebileceği gibi sadece bazı ülkelerde gerçekleştirilmesi de mümkündür. Ayrıca, kendi ülkesinde/bölgesinde milletlerarası tescile konu markaya koruma sağlanamayacağı hususunda  (mal ve hizmetlerin tamamı bakımından) red bildiriminde bulunan bir akit taraf için de, milletlerarası tescilin yenilenmesi istenebilir. (Nizamname md.30.2.b.) Bunun sebebi, yenileme sırasında, red bildiriminde bulunan akit tarafta redde ilişkin adli veya idari sürecin devam ediyor olması ihtimalidir.[17] Ancak tescil, bütün mal ve hizmetler için hükümsüzlük bildiriminde bulunan ülke açısından yenilenemez.

 

Tescilin, vazgeçmeye konu ülkeler açısından yenilenmesi ise mümkün olmadığı gibi tescil, sınırlamaya konu mal/hizmetler bakımından yenilenemez. Kısmi terkinde ise milletlerarası sicilin, terkinin kapsamına giren mal/hizmetler bakımından yenilenememesi tabiidir.

 

Sonuç

Yukarıda yer verilen açıklamalardan görülebileceği üzere, marka sahibinin, markasının korunması istemi doğrultusunda her bir ülkede ayrı ayrı tescil başvurusunda bulunması hali artık söz konusu değildir. Aksine, marka sahiplerinin farklı hukuk sistemlerinde markalarının korunmasını daha kolay bir şekilde elde etmeleri mümkündür. Madrid Protokolü’ne üye ülkelerde de bu kapsamda tek bir uluslararası başvuru ile birçok ülkede markaların korunması söz konusudur.

 

Uluslararası tescil başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu aracılığıyla WIPO’ya gönderilmesi zorunlu olup, başvuru tescil edildiği takdirde koruma süresi 10 yıldır, 10 yılın sonunda, 10’ar yıllık dönemler halinde yenileme yapılması mümkündür. Bu sürenin 5 yılında ise, söz konusu tescil esas tescile bağlıdır. WIPO, başvuruyu tescilin talep edildiği taraf ülkelere iletir. Bu ülkeler, başvuruyu kendi mevzuatları çerçevesinde tescil edilebilirlik kriterleri uyarınca inceleyerek, başvuruyu red veya kabul edilebilirler.

 

Tescil sonrası uluslararası sicilde bazı değişikliklerin yapılması mümkündür. Marka sahibinde değişiklik, markanın sınırlandırılması, markadan vazgeçilmesi, markanın terkini, marka sahibinin ad ve adres değişikliği, vekilin ad ve adres değişikliği, tescil sonrası uluslararası sistemde yapılabilecek değişikliklerdendir.

 

Ayrıca, tescilin ilk yapıldığı tarihte seçilmemiş bazı ülkelerin yeni bir taleple uluslararası tescil kapsamına eklenmesi mümkündür.

 

 

 

KAYNAKÇA

 

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu

 

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik

 

Av. BAYCILI, Damla, Markaların Uluslararası Tescilinde Güncel Gelişmeler, İstanbul Barosu Dergisi, Mart-Nisan 2016

 

KIRCA, İsmail, Markaların Milletlerarası Tescili (Madrid Sistemi), Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Türkiye İş Bankası Vakfı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

 

TAŞ, İlkay, Uluslararası Marka Tescili, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, (2007)

 

TPMK, Uluslararası MARKA Tescil Sistemi, Nasıl Başvuru Yapılır?

 

www.iprgezgini.org/2013/11/04/madrid-protokolu-yoluyla-uluslararasi-marka-tescil-sistemi/

 

www.wipo.int/about-wipo/en/

 

www.aripo.org/member-states/

 

oapi.int/index.php/fr/

Muvafakatname

EYUBOĞLU AVUKATLIK BÜROSU 2018-2019 YILI
AVUKATLIK STAJI ÖDEVİ
MUVAFAKATNAME
Av. Turan KOCAKAYA

1 | S a y f a
MUVAFAKATNAME
“LETTER OF CONSENT”
ÖZ
Turan KOCAKAYA*
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) ile marka hukukumuza yeni bir uygulama alanı getiren muvafakatname, her yeni hukuki müessese gibi birçok düşünülmesi gereken şeyi de beraberinde getirmektedir. Mutlak ret nedenlerinden SMK m.5.1.(ç)’nin aşılmasını sağlayan muvafakatname ile artık aynı ve ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların birlikte tescil edilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Böylece marka hukukunda yer alan teklik ilkesi ve kaynak gösterme fonksiyonu tekrar tartışılmalı ve sınırların yeniden çizilmesini gerektirmiştir.
Anahtar Kelimeler: muvafakatname, markaların birlikte var olma sözleşmesi, mutlak ret nedenleri, marka.
ABSTRACT
With the Industrial Property Law no. 6769 (“SMK”), the letter of consent which brings a new field of practice to our trademark law brings many things to be considered like every new legal institution. It is now possible to register the same and highly similar trademarks together with the letter of consent which provides an exemption to SMK Art. 5.1 (d) of the absolute ground of refusals. Therefore, the uniqueness principle and citation function in trademark law should be discussed again and the boundaries have to be redrawn.
Keywords: letter of consent, trademark co-existence agreement, absolute grounds of refusal, trademark.
* 2018-2019 Eyuboğlu Avukatlık Bürosu Stajyer Avukatı.
2 | S a y f a
I. GİRİŞ
Bu çalışma kapsamında marka hukukumuza SMK1 ile birlikte giren muvafakatnameyi inceleyeceğiz. Öncelikle muvafakatnamenin tanımı ve unsurları açıklanacak ve sonrasında hukuki niteliğinin ne olduğu sorununa değineceğiz. Hukukumuza yeni giren bir uygulama olması ile birlikte hukuki niteliğinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Ardından muvafakatname ile birlikte marka hukukunda yer alan ilkelere etkilerden bahsedilecektir.
II. MUVAFAKATNAME
A. TANIM
SMK m.5.3 göz önünde bulundurularak muvafakatnamenin tanımı şu şekilde yapılabilir: Muvafakatname; önceki tarihli tescilli/başvuru durumundaki marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olan bir işaretin marka tescil başvurusuna konu edilmesine yarayan ve önceki tarihli bu marka karşısında işaretlerin benzerliği/karıştırılma ihtimali gerekçesiyle reddedilmesini engellemeye yarayan, önceki tarihli tescilli/başvuru durumundaki marka sahibinin rızasını içerir belgedir.
Tanımdan anlaşılacağı üzere, muvafakatnameden bahsedebilmek için, aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olan ve başvuru tarihleri farklı olan iki markanın varlığı gerekmektedir2. Bu markalardan başvuru tarihi önce olan marka, olağan akış içerisinde TÜRKPATENT tarafından mutlak ret nedenlerinden 5.1.ç gereğince re’sen reddedilecektir. SMK m. 5.1.ç’de yer alan markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmalarına ilişkin mutlak ret nedeni Avrupa Birliği’nde mutlak ret nedenleri arasında yer almamakta, ülkemizde de gün geçtikçe bu mutlak ret nedeninin varlığı sorgulanmaktadır3. SMK ile birlikte, bu mutlak red nedeni muvafakatname ile aşılabilir hale getirilmiş ve üçüncü kişilerin bu mutlak ret nedenine dayanarak hükümsüzlük davası açmalarının önüne geçilmiştir. Dolayısıyla artık bu mutlak red nedeninin yumuşatıldığı söylenebilir.
Bu mutlak ret nedenini aşmak için getirilmiş olan muvafakatname için kanun gerekçesinde de şu ifadelere yer verilmiştir: “Söz konusu hükümle birbirleriyle ekonomik veya diğer yönlerden bağlı olanlar başta olmak
1 10.01.2017 RG, 29944.
2 Güneş, s. 64 vd; Memişoğlu, s. 521 vd.
3 EUTMR 2017/1001 Art. 7 “Absolute grounds for refusal” (www.eur-lex.europa.eu Erişim
Tarihi: 25.11.2019).
3 | S a y f a
üzere, başvuru sahiplerinin piyasada birlikte var olma yönünde ortaya koydukları iradenin korunması amaçlanmıştır.”4 Böylece mutlak ret nedenleri her ne kadar kamu düzenine ilişkin olursa olsun, bu kamu düzenine ilişkin olan nedenlerden SMK m.5.1.ç’de düzenlenmiş olan ret nedeni kanuni düzenleme ile birlikte tarafların iradesi ile aşılabilir hale gelmiştir. O halde artık bu mutlak ret nedeninin kamu düzenine ilişkin olması niteliğinin de tartışmalı hale geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır5.
B. UNSURLARI
Kanunda muvafakatnamenin yalnızca SMK m.5.1.ç kapsamında reddini engelleyeceği belirtilmiş ayrıntıları ise yönetmeliğe bırakılmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.10’da muvafakatname ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre muvafakatnamenin unsurları şu şekilde sıralanabilir:
a) Kurum tarafından geçerli kabul edilen imzalı form şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir
Ekte yer verilen TÜRKPATENT tarafından hazırlanmış ve TÜRKPATENT’e ait internet sitesinden ulaşılabilir olan formun muvafakatname veren tarafından doldurularak imzalanması gerekmektedir. Bu muvafakatname formunun içerisinde;
✓ Muvafakat verilen başvuru sahibi veya sahiplerinin kimlik ve iletişim
bilgileri
✓ Muvafakat formunun başvuru aşamasında sunulması halinde muvafakata konu marka örneği, karara itiraz aşamasında sunulması halinde muvafakata konu başvuru numarası.
✓ Muvafakat veren başvuru veya marka sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri ile muvafakata konu önceki tarihli başvuru veya markalara ait başvuru veya tescil numaraları.
✓ Muvafakat verilen mal veya hizmetler ile bunların sınıf numaraları
✓ Muvafakat formu veya marka sahibi tarafından imzalanmış ise muvafakat yetkisini içeren noter onaylı vekaletname veya söz konusu vekaletnamenin noter onaylı örneği.
4 www.tbmm.gov.tr/kanunlarvekararlar.htm (Erişim Tarihi 24.11.2019).
5 Arkan, s. 9; Güneş, s. 66; Memişoğlu, s. 470, 519 vd.
4 | S a y f a
b) Noter tarafından onaylanması gerekmektedir
Yönetmelik m. 10.1 de belirtildiği üzere TÜRKPATENT’e internet sitesinden ulaşılan formun doldurulduktan sonra TÜRKPATENT’e sunulmadan önce noter tarafından onaylanması gerekmektedir.
c) Muvafakat verilen marka başvurusu hakkında kurum tarafından nihai ret kararı verilmeden önce sunulmalıdır.
Muvafakatname, marka başvurusu esnasında sunulabileceği gibi, marka başvurusu hakkında TÜRKPATENT tarafından nihai olarak red kararı verilmeden önce sunulması gerekmektedir. Zira, kurum nezdindeki başvuru süreci olumsuz olarak kesinleşmeden önce sunulması gerekmektedir ki, muvafakatnamenin fonksiyonu yerine getirilebilsin.
d) Kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Muvafakatname, kayıtsız ve şartsız olarak verilmelidir. Zira muvafakatname ile birlikte yeni bir marka hakkı oluşturulmakta ve bu marka hakkı muvafakatname verene ait marka başvurularından bağımsız olmaktadır.
Muvafakatname kayıtsız ve şartsız olmakla birlikte muvafakatname içeriğinde, muvafakat edene ait markanın tescilli olduğu bir kısım mallar yönünden muvafakat edilmek suretiyle bir kısıtlama yapılabilmesi mümkündür. Bununla birlikte, zaman ve yer yönünden herhangi bir kısıtlama yapılamayacağı gibi, geciktirici ya da bozucu şart da öngörülemez.
e) İnhisari lisans sahipleri varsa bunların yazılı izinlerinin alınması
gerekmektedir.
Muvafakatname ile birlikte, muvafakat verene ait marka hakkından bağımsız bir hak meydana getirilmekte olduğu için, o marka hakkı üzerinde inhisari lisans sahiplerini de yakından ilgilendirmektedir. Zira, inhisari lisans sahipleri kural olarak o markayı kullanmakla tek yetkili kişidir.
III. MUVAFAKATNAMENİN HUKUKİ NİTELİĞİ
Muvafakatnamenin hukuki niteliğinin ne olduğu sorusu birçok açıdan önem taşımaktadır. Öncelikle, bu yeni kurumun hukuki niteliği ona uygulanacak olan hukukun belirlenmesi noktasında yol göstereceği gibi Avrupa Birliği uygulamalarından yararlanırken daha dikkatli olmamızı ve kavram kargaşası yaşamamamızı sağlayacaktır. Bu çerçevede, muvafakatnamenin niteliği noktasında karşımıza iki ana başlık çıkmaktadır. Bunlardan ilki yenilik doğuran hak olup diğeri ise sözleşmedir.
5 | S a y f a
A. TEK TARAFLI İRADE BEYANI
Yenilik doğuran haklar kısaca, sahibine tek taraflı bir irade açıklaması ile yeni bir hukuki durum yaratma, mevcut bir hukuki durumun değiştirilmesi ve sona erdirilmesi yetkisi tanımaktadırlar. Burada irade açıklamasının vardığı tarafın herhangi bir irade beyanına gerek olmaksızın yenilik doğuran hakkın kullanılmasının sonuçları meydana gelir.
Yukarıda (bölüm II, başlık B) muvafakatnamenin unsurları sayılmış ve muvafakat veren tarafından imzalanan bir belge olduğu ortaya koyulmuştu. TÜRKPATENT tarafından hazırlanmış olan ve ekte yer verilen muvafakatname formuna bakıldığında da yine bu durum açık bir şekilde görülmektedir. Bununla birlikte, muvafakatnamenin muvafakatname alan tarafından kuruma sunulması gerektiği de belirtilmiştir. O halde, burada tartışılması gereken, yeni hukuki durumun muvafakatname vermekle mi yoksa o muvafakatnamenin kuruma sunulması anında mı meydana geldiğidir. Zira, yenilik doğuran haklarda bilindiği üzere irade beyanı karşı tarafa varmakla hüküm ve sonuçlarını doğurmaktadır.
Muvafakatnamenin verildiği zaman, hüküm ve sonuçlarını doğurduğu anın değerlendirilmesinde dikkate alınmalıdır. Muvafakatname marka başvurusu yapılmadan önce verildiği takdirde hüküm ve sonuçlarını doğurduğu anın, muvafakatnamenin karşı tarafa vardığı an olarak değerlendirilebilir. Zira bu durumda, muvafakatname kendisine ulaşan kişi, muvafakate konu marka başvurusunu kurum tarafından resen yapılan bir incelemede mutlak ret nedenine takılmaksızın yapma hakkını elde etmiş olacaktır. Burada artık bu hakkı elde eden kişinin bu hakkını kullanıp kullanmaması o hukuki durumda bir değişikliğe yol açmamaktadır.
Bununla birlikte, başvurunun yapılmasından sonra verilen muvafakatnamenin ise hüküm ve sonuçlarını doğurduğu anın, TÜRKPATENT’ e sunulduğu an olarak kabulü daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Zira, muvafakatname karşı tarafa ulaşsa dahi, karşı tarafça kuruma sunulmadığı takdirde yine SMK m. 5.1.ç TÜRKPATENT tarafından resen uygulanacak ve marka başvurusu reddedilecektir.
Ayrıca, hukukun genel ilkelerinden çoğun içinde az da vardır/in toto et pars continetur ilkesi gereğince muvafakatname sadece 5.1.ç bakımından marka başvurusunun önünü açmayacak, TÜRKPATENT tarafından mutlak ret nedenleri kapsamında başvuru reddedilmeyip Marka Bülteni’nde yayınlandığı takdirde de SMK m. 6/1, 6/4 ve 6/5
6 | S a y f a
kapsamında başvuruyu korumaya alacaktır6. Bu durumda da, muvafakatnamenin hüküm ve sonuçlarını doğurduğu anın başvuru sahibine ulaştığı an olarak değerlendirilmesi mümkün olabilecektir. Zira bu durumda muvafakatname karşı tarafa ulaştığı anda muvafakati alan tarafın bu işaret üzerinde muvafakat verenin itirazına konu olmayacağına dair bir güvenli hukuki durum yaratır. Burada hakkın kullanılıp kullanılmadığı yine önem taşımayacaktır.
B. SÖZLEŞME-MARKALARIN BİRLİKTE VAR OLMA SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA BAKIŞ
Muvafakatnamenin, TÜRKPATENT formu dikkate alındığında tek taraflı olarak düzenlenen bir belge olduğu açıktır. Bununla birlikte uygulamada ticari hayatın bir gerekliliği olarak muvafakat etme işlemi karşılıksız olarak yapılan bir işlem değildir. Zira bir marka sahibinin, kendisine ait işaret üzerinde ücretsiz olarak bağımsız bir hak yaratılmasına izin vermesi ticari hayatın olağan akışına da aykırıdır.
Uygulamada çoğu zaman muvafakat sözleşmesi adı altında iki taraflı/ivazlı bir sözleşme söz konusu olmaktadır7. Bu sözleşmede, taraflardan biri tescilli markasına ait işaretin aynısını ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerini marka tescil başvurusuna konu etmesine muvafakat etmeyi, diğer taraf ise bu muvafakate karşılık belirli bir ücret ödemeyi üstlenir8. Bu sözleşme esasında markaların birlikte var olma sözleşmesi olup, isimsiz bir sözleşme olduğundan dolayı, tarafların karşılıklı muvafakatleri de bu sözleşmede tarafların edimleri olabilecektir.
Bu taraflardan en az birinin, kendi adına tescilli markanın aynısını ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerini marka tescil başvurusuna muvafakat etmeyi üstlendiği sözleşmelere markaların birlikte var olma sözleşmesi olarak nitelendirmek doğru olacaktır. Uygulamada kimi zaman markaların birlikte var olma sözleşmesi/ trademark co-existence agreement ile muvafakatname birbirine karıştırılsa da, esas olarak muvafakatname markaların birlikte var olma sözleşmesinde taraflardan en az birinin edimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
6 Güneş, 68.
7 Markaların birlikte var olma sözleşmesinin ayrıntılı incelemesi için bkz: Memişoğlu, 521 vd.; Kılıç Ahmet Hasan; Markaların Birlikte Var Olma Sözleşmesi, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, 2017(2), s. 77-96.
8 Memişoğlu, s. 529 vd.
7 | S a y f a
Avrupa Birliği’nde uygulaması olan markaların birlikte var olma sözleşmesinde, kimi zaman markaların tescil edilmeden birlikte var olmaları da sözleşmeye konu olabilmekteydi. Ancak Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, marka tescil başvurusuna muvafakat etmeyi içermeyen markaların birlikte var olma sözleşmelerinin geçersiz olacağına hükmedilmiştir9. Bu nedenle, muvafakatnamede taraflardan birinin ediminin muhakkak marka tescil başvurusuna izin vermesini içermesi gerekmektedir10.
IV. MUVAFAKATNAMENİN GETİRDİĞİ SORUNLAR
A. MARKANIN TEKLİĞİ İLKESİNİN ORTADAN KALKMASI
Marka hukukuna hakim olan ilkelerden teklik ilkesi gereğince bir tescilli markanın tek bir sahibi olduğu benimsenmiştir11. Böylece, markanın kaynak gösterme fonksiyonunu da yerine getirdiği söylenebilir. Ancak muvafakatname ile artık bir işaret üzerinde birden fazla marka tescili ve birden fazla farklı kişinin bu işaret üzerinde hak sahibi olması teklik ilkesinin istisnalarından birisi haline gelmiştir12. Teklik ilkesine istisna olan muvafakatname ile birlikte aynı zamanda markanın kaynak gösterme fonksiyonu da zayıflamıştır.
Esasında, SMK m. 9 anlamında lisans yoluyla markanın kullandırılması da hak sahibinin kullanımı olarak sayılmış ve kullanım ispatının bu yol ile de sağlanabileceği belirtilmiştir. O halde, bir marka sahibi markasını kendisi kullanmaksızın çeşitli kişilere lisans vermek suretiyle de markasal kullanımı gerçekleştireceği ve korumasını sürdüreceği göz önüne alındığında esasen marka hukukunda teklik ilkesinin halihazırda çok zayıf bir hale geldiği de görülmektedir.
Bununla birlikte, uluslararası Paris Sözleşmesi’nin 5.c.(3) maddesi hükümleri uyarınca, muvafakatnamenin tüketicileri yanıltmayacak şekilde kullanılması hususu düzenlenmiş olup, hukukumuzda da TMK 2 ve bu sözleşme maddesi uyarınca muvafakatnamede bu ilkenin geçerli olduğunu kabul etmek doğru olacaktır. Paris Sözleşmesi m.5.c.(3) şu şekildedir: “Aynı markanın benzer veya mümasil eşyalar üzerinde,
9 General Court of the European Union, Agricola Italiana Alimentare Spa (AIA) v. EUIPO,
T-389/16 (www.curia.europa.eu Erişim Tarihi: 25.11.2019).
10 Giannino, s. 960-962.
11 Arkan, s. 6; Güneş, s. 92; Suluk (Karasu/Nal), s. 8.
12 Güneş, s. 52; Memişoğlu, s. 519; Karasu (Suluk/Nal), s. 178.
8 | S a y f a
korumanın talep edildiği ülkenin dahili kanun hükümleri uyarınca markanın müşterek sahibi olarak telakki edilen sınai veya ticari kuruluşlar tarafından aynı anda kullanılması, kamuyu yanıltmamak ve kamu menfaatine aykırı olmamak şartıyla, bu markanın tescilini engellemeyecek ve Birlik ülkelerinden sağlanan korumayı azaltmayacaktır.” Uygulayıcıların da bu ilkeyi dikkate alarak uygulamalarını gerçekleştirmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir13.
B. MARKA DEĞERİNİN KORUNMASINI SAĞLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Muvafakatname verilecek marka üzerinde üçüncü kişilerin sınırlı ayni haklara sahip olması durumunda çok ciddi sorunlarla karşılaşılması mümkündür. Zira, yukarıda da ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, inhisari lisans sahipleri haricinde; marka hakkı üzerine haciz veya tedbir konulmuş olması muvafakatname verilmesi engel bir durum teşkil etmeyecek görünmektedir. Bununla birlikte, icra hukukunda, hacizli malın değerinin korunması yükümlülüğü bulunmaktadır. Yine üzerine devre yönelik tedbir konulmuş bir markada da bu tedbiri aşmak amaçlı gerçekleştirilecek muvafakatname verme işlemlerinin yapılmasının önünde SMK kapsamında bir engel bulunmamaktadır. Buna karşın, bu işlemlerin hukuken geçerli olamayacağında herhangi bir şüphe bulunmamakta ve fakat bu işlemin geçersizliğinin de uyuşmazlığa konu edilmesi ve verilecek bir yargı kararı ile geçersiz hale getirilmesi gerekmektedir.
Kanımca, inhisari lisans sahiplerinde olduğu gibi, hacizli ve tedbirli markalarda da muvafakatname verilemeyeceği yönünde bir hüküm konularak üçüncü kişilerin haklarının en kolay yoldan ve etkin bir şekilde korunması sağlanmalıdır. Bu sebeple, en hızlı yöntem olan yönetmelik değişikliği ile bu şekilde bir hüküm getirilmesi gerekmektedir.
V. SONUÇ
Sonuç olarak, SMK m.5.3’te düzenlenen muvafakatname çeşitli yenilikler ile birlikte sakıncaları da birlikte getirmiştir. Kanun yapma tekniği açısından bakıldığında her yeni getirilen hukuki müessesenin sakıncaları ve faydalarının analiz edilmesi ve bu analizin sonucunda sakıncaları önleyecek bir biçimde kanun yapılması gereklidir. Her ne kadar Paris Sözleşmesi’nde bazı sakıncaları giderecek yönde bir ilke ortaya konmuşsa da, maalesef hakimlerimizin uluslararası sözleşmeleri uygulamakta yaşadıkları zorluk ve çekinceler göz önüne alındığında iç hukukta bu sakıncaları giderici birtakım düzenlemeler yapılması gerekliliği bulunmaktadır.
13 Arkan, s. 11.
9 | S a y f a
KAYNAKÇA
Arkan Sabih; Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5.3.Maddesiyle İlgili Bazı Düşünceler, Batider, C. 33, S.3, s. 5-14.
Giannino Michele; A Coexistence Agreement Concerning EU Trade Marks Must Include the Explicit Consent of the Holder of Earlier Rights to the Registration of the Conflicting Mark, Journal of Intellectual Property Law & Practice, 2017, Vol. 12 No:12, s. 960-962.
Güneş İlhami; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Işığı ile Uygulamalı Marka
Hukuku, Ankara 2018.
Memişoğlu Sami Özgür; Marka Hukukunda Mutlak Ret Sebepleri, Ankara
2019.
Suluk Cahit/ Karasu Rauf/ Nal Temel; Fikri Mülkiyet Hukuku, Ankara 2019.

 

Teknofest 2022 Teknoloji Yarışmaları Başvuruları Başladı

Binlerce gencin merakla beklediği ve ilgiyle takip ettiği TEKNOFEST teknoloji yarışmaları başvuruları açıldı. Dünyanın en büyük havacılık festivallerinden olan ve ayakları yerden kesen TEKNOFEST rüzgarı bu yıl Kuzey’den esecek! 30 Ağustos – 4 Eylül tarihleri arasında Karadeniz’de gerçekleşecek olan TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında bu yıl Roket’ten Otonom Sistemlere, Yapay Zeka’dan Sualtı Sistemleri’ne kadar 39 farklı teknoloji yarışması gerçekleşecek.

Toplumun tamamında teknoloji ve bilim konusunda farkındalık oluşturmayı, Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefleyen TEKNOFEST, teknoloji yarışmaları ile geleceğin teknolojilerini üretecek gençleri destekliyor.

Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla yarışma kategorisinin açıldığı teknoloji yarışmaları ile TEKNOFEST 2022; ilk kez düzenlenen Dikey İniş Roket, Engelsiz Yaşam Teknolojileri, Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma, Hyperloop Geliştirme Yarışmaları ile birlikte toplam 39 farklı teknoloji yarışmasına ev sahipliği yapacak.

TEKNOFEST 2022 Samsun Çarşamba Havalimanı’nda yapılacak.

Son Başvuru Tarihi: 28 Şubat

Ayrıca 7. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı (ISIF’22) da TEKNOFEST 2022 kapsamında düzenlenecek.

TEKNOFEST 2022 Teknoloji Yarışmaları

  1. Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışması
  2. Roket Yarışması
  3. Savaşan İHA Yarışması
  4. İnsansız Hava Araçları Yarışması
  5. Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması
  6. Model Uydu Yarışması
  7. İnsansız Su Altı Sistemleri Yarışması
  8. Sürü Robotlar Yarışması
  9. Karma Sürü Simülasyon Yarışması
  10. Sağlıkta Yapay Zeka Yarışması
  11. Ulaşımda Yapay Zeka Yarışması
  12. Uçan Araba Yarışması
  13. Jet Motor Tasarım Yarışması
  14. İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması
  15. Eğitim Teknolojileri Yarışması
  16. Akıllı Ulaşım Yarışması
  17. Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması
  18. Çevre ve Enerji Teknolojileri Yarışması
  19. Tarım Teknolojileri Yarışması
  20. Tarımsal İKA Yarışması
  21. Helikopter Tasarım Yarışması
  22. Sanayide Dijital Teknolojiler Yarışması
  23. Turizm Teknolojileri Yarışması
  24. Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışması
  25. Lise Öğrencileri Kutup Araştırma Projeleri Yarışması
  26. Türkiye Drone Şampiyonası
  27. World Drone Cup
  28. Türkçe Doğal Dil İşleme Yarışması
  29. Hack Karadeniz
  30. Travel Hackathon
  31. ISIF
  32. Robotik Yarışmalar
  33. TAKE OFF Uluslararası Girişim Zirvesi
  34. Pardus 21 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması
  35. TÜBA-TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü
  36. Hyperloop Geliştirme Yarışması
  37. Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Projeleri Yarışması
  38. Dikey İnişli Roket Yarışması
  39. Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması

 

 

Kosgeb Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı

KOSGEB “Rekabetçi ve Yüksek Katma Değerli Üretimin Artırılması İçin Öncelikli Sektörlerdeki İşletmeler ile Savunma Sanayi İhtiyaçlarını Millileştirme Kapsamında İşletmelerin Ar-Ge ve İnovasyon ile Ür-Ge Projelerinin Desteklenmesi” çağrısı 15 Aralık 2021’de açılmış olup, başvurular 8 Şubat 2022 tarihine kadar yapılabilecektir.

Proje teklif çağrıları ile 100.000 TL’ye kadar Patent, Faydalı Model, Endüstriyel Tasarım Tescil, Entegre Devre Topografyaları ile ilgili resmi kurum, vekillik ve danışma giderleri dahil olmak üzere sınai mülkiyet harcamaları, toplamda 6.000.000 TL’ye varan destek sağlanabilmektedir.

https://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/genel/destekdetay/7664/arge-urge-ve-inovasyon-destek-programi

en_USEnglish